YAZILIMIN KISA TARİHİ
Yazılım, bilgisayarın
fiziksel bileşenlerinin yani donanımlarının(işlemci, bellek vs.) bazı işleri gerçekleştirmesine yarayan komutlar
dizisidir. Önceki ifadeye ek olarak komutlar dizisi, belirli işleri yaptırmak
için bir araya getirilerek programlar oluşturulabilir. Anlayacağınız üzere
yazılım, yapılacak işe göre farklı çeşitlere ayrılabiliyor.
Yazılım teorisi ilk olarak Alan Mathison Turing’in 1935’de Computable numbers with an application to the Entscheidungsproblem (Decision problem) adlı yazısında öne sürülmüştür. Yazılım kavramının ne zaman ortaya çıktığından bahsedicek olursak. Yazılım(software) kavramı 1950’lere kadar kullanılmamıştı ki ilk kez 1958’de John W. Tukey tarafından yazılı olarak kullanılana dek.
Gelelim yazılımın kullanılışının tarihine. Şu an yaşadığımız döneme ait yazılım oluşturulmadan önce bilgisayarları programlamak için farklı teknikler denendi. En başta delgi(delikli) kartları vardı. Bu kartlarda sıralarca noktalar bulunmaktaydı ve eğer bu noktalar delinmiş ise sıfırı, delinmemiş ise biri temsil ediyordu.
Bazı ilk
bilgisayarlar direkt olarak ikili sistemde programlanmıştı fakat ikili sistemde
programlama yapmak can sıkıcı bir işti ve bunun altından kalkabilen az sayıda
insan vardı. Bugün kullandığımız bilgisayarlar hala insan dilinden anlamıyor ve
hatta ikili sistem olan birler ve sıfırlar serisi üzerinden çalışıyorlar.
Programlama
işini kolaylaştırmak için farklı programlama dilleri geliştirildi ve yazılımın
ortaya çıkışına vesile oldu. Bilgisayar kullanıcıları yazılım ara yüzleri
üzerinden bilgisayara talimat verebiliyor hale geldi. Bu talimatlar yazılım
aracılığıyla bilgisayarın anlayabileceği dile çevriliyordu diyebiliriz. Bu
zamana kadar bir sürü programlama yazılımı oluşturulmuş olsa da birçoğu
topluluğun kullanımı için değil; bilim insanları ve büyük şirketler içindi. Bu
programlar hesaplama için kullanıldığından çoğunlukla bilim insanları ve büyük
şirketler, kendileri, bu programları geliştiriyordu. Bu durumun bazı
avantajları vardı: Kullanıcının belirli istekleri üzerine tasarlanmıştı ve
kullanıcı programın ne yaptığını tam olarak anlayabiliyordu. Fakat
dezavantajları daha fazlaydı. Her şirket ve laboratuvar bilgisayarı
programlayabilen birisini bulundurmak zorundaydı ayrıca yazılan program sadece
o sistem için geçerliydi yani diğer bilgisayar sistemlerine aktarılamıyordu.
Sonraki
dönemlerde kişisel bilgisayar kullanımın ilerlemesine bağlı olarak programlama
dilleri oldukça gelişti. Assembly diliyle başlayıp, fonksiyonel programlama ve
nesne tabanlı programlama yapabilmek için farklı düzeylerde diller geliştirildi.
Yazılımlar, günümüze geldikçe karmaşık bir anlama ve işleve sahip olsa da kullanım
amacımıza hizmet edebilecek şekilde geliştirildi ve geliştirilmeye devam
ediyor.
Yakında e-posta bülteni ile sizlere haftada iki kez konuk olacağız. Siz de bültenlerimizden anında haberdar olmak isterseniz buraya tıklayabilirsiniz.
Yorumlar
Yorum Gönder